Powered By Blogger

17 Temmuz 2010 Cumartesi

...ADINI SEN KOY...volume 3

      Ne kadar geçmiştir en son okuduğum masalın üzerinden . Onun verdiği özlemle , oradaki saflığın arayışıyla  bu  yola düştüm belkide . Hansel  ve  Gratel  misali çikolata ve şekerlemelerle kaplı o evi bulacakmışcasına . Bende  elimden tutup  beni  kaldıracak  olan  kahramanın  peşindeyim şimdi .Yormadan kendimi , ruhuma  tozların konmasını engelleyerek  bir  yola  koyuldum . Küçük  bir  kızın  heyecanı  ve  sabırsızlığıyla  beklemekteyim . Biliyorum ki  doğru zamanı gösterdiğinde  yelkovan  gözlerimde  yankılanacak görüntün.

...ADINI SEN KOY... volume.2

     

      İkimizin de  şuan  yıldızlara  bakma olasılığı  var mı ? Ya da  sende  beni  bekliyor  musun ? Uzanıp  , kapayıp  gözlerini  bir  hayal  tutup ,gülümsüyor musun sende ? Zamanın  hangi  köşesinde  karşılaşacağız  kim  bilir . Bana  sakladığın  cümlelerin var belki de  senin . Ben , içimde  kalan , çıkarmaya  kıyamadığım tüm sözcükleri  bekletiyorum  seni  karşılayana  dek...
                               

16 Temmuz 2010 Cuma

yasak elma

Karanlıkta saklı günahlarıma kavuştum

Anladım ki ,

Anlamların saklı olduğu hazine buymuş

Aradığım

Yasak meyveye bile bile uzattım elimi

Isınmak yerine yanacağımı bile bile

Dudaklarımızda kilit

Kelimeler , gözlerimizden akıyor

Bu dayanılmaz tat

Nefesimizde , damarlarımızda...

Gerçek ve hayalin tam ortasında bir yer burası

Su ve ateş !

Hem bir bütün ,

Hem birbirini yok etmeye çabalayan ...

Ama şuan

Zamanda , mekânda çıkmaz sokak

Su da ateşte bu çıkmazda

11 Temmuz 2010 Pazar

Vazgeç artık beynimde gezinmekten
Kabuk bağlamış kalbime dizme mayınlarını
Düzme mayınlarını
Artık nefesin kıbleden farksız
Karabasan gibi nefesimi kesen
Ve deprem öncesi ölüm sessizliğini anımsatan
Tenin lavlarla kaplı bir arazi
Dokunduğu yeri küle çeviren
Yüzüne bakamıyorum artık
Ne o hayat veren
Ne de canımı acıtan...
Hiçbir sen yok
Taktığın o maske..
En uzak mevsim mesafesindesin artık bana
Şimdi seni bu sınırdan geçirebilecek
Hiçbir rüzgâr yok

TEKERRÜR OYUNU

Yine bir bitiş ,
Yine ortaya saçılan küfürler
Bu defa en arabesk haldeler
Mecâli kalmamış sözcüklerin
Bakışlar boş !
Sevgi atıyor kendini ,
Galata'dan aşağı
Martılar tanık oldu
Yine bir kaybediş ,
Yine bir vazgeçiş
Gidenlerin ardından
Güneş gösteriyor kendini,
Usulca
Oyalıyorum kendimi
Akıp giden trafik ,
Telaş içinde insanlar ,
Falan , filan...

Bu hallerde olan ben değilim
Hâla bitmeyen ,
Bir mutasyon hortumunda sıkıştım
Bakışlarının kaçıp gidişi savurdu beni
Mevsimleri gezdim,
Başka bakışlar aradım yorulmadan
Her defasında kör oldum
Kalamadım hiçbirinde
Olmadı işte
Geçmişe sürüklenmekten başkası olmadı
Tam orada kaldım ben
Bakışlarının kaçıp gidişinde

kayboluş

Karabasan gibi yığıldı sorular kafama

Ayakta duramıyorum daha fazla

Hangi yöne dönsem,

Ayaklarıma batıyor kırılan parçalarım

Kanım saçılıyor etrafa

Yığılıyorum yere

Hareketsiz...

Ağzımı açmaya çalşıyorum

Ama yok gücüm

Yukarı çevirebiliyorum başımı biraz

Uzağımda kalan umutlarıma ,

Son olarak bakıyorum

Son bir keşke

Ve son göz yaşımı döküyorum

Ruhum içimden savrulup gidiyor

Soğuyor vücudum

Karanlığın kollarında,

Dalıyorum uykuya

...ADINI SEN KOY

Sen misin arayıp durduğum ?

Yoksa hala kayıp olan ben miyim ?

Yolun başına mı gitmeli önce

Yoksa sona doğru ilerlemeli mi ?

Düşüncelerim şaşkın birer sarhoş

Hayal kırıklıklarım el ele karşımda dikilmekte

Küçük mutluluklarımı bir araya toplasam

Bir gülümseme elde edebilirim kim bilir

Sonrasında güneşte gösterir kendini belki

Hatta yağmur sonrası gökkuşağı da

O renklerin en güzel ,

En parlak olanı da sen

Bende senin bitişiğinde

Sana hayran olan

UYDURUK SEVDA

Bekledim

Pencereyi de aralık bırakmıştım halbuki

Böyle değildi ama

Gelmiştin

Hani dolunay aydınlatıyordu...

Nabzım durmaya yakın...

Yine buz kesmişken

Görmemiştim geldiğini

Hızlanmaya başlamıştı birçok şey

Hiç olmadığı kadar sıcak bedenim

Yeniden can bulmuştu sanki

Karışmıştın kanıma

Her damlasında hissediyordum

Aynı değildim artık

Adını koyamadım

Heyecan?

Tutku?

Değil, hiçbiri değil

Başka

Nefesimde ,sözlerimde , bakışlarımda...

Yeniden can bulmuştum

Öyle mi yapmalıyım yine?

Evet

Her şey aynı seyirde olmalı

Ben yine aynı köşemde

Soğuk duvarla kaynaşmış

Nabzım durmaya yakın

Hadi!

Bekliyorum...

DİRİLİŞ

Yara  izlerimde  silindi  tamamen
Yani  kalmadın  artık  hiç
Arkama dönüp  baktığımda  o  resimlere
Belli  değil  renk  eksikliği
Her  şey  yerli  yerinde  yine 
Dokunmadan  önceki gibi
Gözlerimi  açarak  bakıyorum  gökyüzüne artık
İçimde  sıkışanları  salıvermenin yaydığı ,
Mükemmel  huzurun kokusu 
Döndürüyor başımı
Aylar  sonrasında  yeniden ,
İleri  gidiyor  ayaklarım
Hiç  durmayacakmışcasına
Yorulmaksızın
Soluk  tenime  yuvarlanan damlalar ,
Ruhumu  yeşertiyor adeta
Ve dudaklarımı  araladığımda
Bir  gülümseme çıkıveriyor  , aniden
Gökkuşağına doğru.